Türkleri, top yekun Bulgarlaştırma süreci bundan yirmi sekiz yıl önce gerçekleştirilmişti. Bulgar tarihçisi Plamen S. Tsvetkov, insanlık tarihinde nadir rastlanan bu ayıbı şu şekilde değerlendirir: ”…1984-1985 kışında bir anda Türkler, ”Türk bilincine sahip Bulgarlar” olarak ilan edilip İslam isimlerini Bulgar isimleri ile değiştirmeye zorlanıyorlar…”
Pek tabii ki, kurnazlığı ile ün yapmış bir zat olan Jivkov, bu işi uzaktan tutmuş, önce Pomaklar’ın, sonra Romanlar’ın adlarını Bulgarlaştırmıştı. Bu arada “kurunun yanında yaş da yanar” atasözüne sadık kalarak, Smolyan sancağındaki Türk köylerinin de “işini bitirir”.
Bu ön hazırlıklara rağmen, Türklerin “kolay yutulacak bir lokma” olmadığını da çok iyi biliyordu. Bunun için bir hayli bilim adamını, sanatçı çevrelerini, Türklerin arasından da mesnet ve şöhret düşkünlerini kendine çekmeyi başarmıştı. Türklerin kökenleriyle ilgili “araştırmalara” hiç ara verilmiyordu. Ne yazık ki, bu sanatçı çevreler içinde yazarlar, şairler, hatta ressamlar da vardı. Bu şahıslar, ikide birTürklerin yoğun yaşadığı bölgelere gönderilip bildiriler yayınlıyor, kitaplar yazıyor, karşılaşmalar düzenliyorlar…
Ne var ki, Jivkov, bu kirli, şerefsiz işlere o yıllarda Bulgaristan Yazarlar Birliği başkanı şair Lübomir Levçev’i de bulaştırmaktan geri kalmaz…
Öte yandan, bu menfur Bulgarlaştırma kampanyası, İslam ülkeleri başta olmak üzere bir sıra dünya halkları tarafından sert bir dille kınanır…
Bu sırada Türkiye Yazarlar Sendikası’nın başında da onlarca kitap sahibi, ünlü mizahçı Aziz Nesin vardır. Eserleri hemen hemen tüm dillere çevrilmiş, tiyatro eserleri sahnelerden inmeyen yazar, yakından tanıdığı Bulgaristan Türklerine yapılan bu alçaklığı hiçbir türlü kabullenmesi imkansızdır. İçi içine sığmaz. Defalarca Bulgaristan’ı ziyaret etmiş, Türklerden ve Bulgarlardan çok sayıda dost edinmiştir. Bu sıfatı ile Bulgar meslektaşına bir tepki mektubu göndermekte gecikmez.
Pek tabii ki, Bulgaristan hükümetinin, BKP’nin ve bizzat Jivkov’un desteğini alan Levçev, Aziz Nesin’e yanıt verir. Ve bu mektubunda, harfi harfine hükümetin borazancısı olduğunu gizlemez. Mektup öyle bir içeriğe sahiptir ki, sanki bir yazarın, şairin kaleminden değil, bir hükümet , bir parti yetkilisinden postalanmıştır.
Aziz Nesin’in buna doğrudan doğruya canı sıkılır. “…Niye, Bulgaristan hükümetiymişsiniz gibi yanıt vermişsiniz?” diye adeta kükrer. Ve mektubun ilerleyen satırlarında şu ifadeleri okuyoruz: “Bizler, Türkiye yazarları olarak, Bulgaristan’daki ne Müslümanları, ne Ortodoksları, ne Yahudileri, ne dinsizleri korumak çabasındayız. Bunlar, bizim ilgi alanımızın dışındadır. Ama insanı korumak insan olarak görevimizdir, sizin de göreviniz olmalıdır. O insanlar ki, sizin ülkeniz, Bulgaristan’da kendi istençleri dışında dallarıyla, sanlarıyla, gelenekleriyle, kültürleriyle, dinleri ve dilleriyle zorlanarak Bulgarlaştırılmaktadırlar. Olay işte bu denli yalın! Gözler önünde geçmekte olan bu gerçeği saptırmaya çalışmanızın yazarlık onuruyla bağdaşması olanaksızdır…”
O günlerin üzerinden tam 28 yıl geçmiştir. Ama Türk insanı,bu acı olayları dünmüş gibi belleğinde korur. Çünkü bunlara karşı koydu. Şehit verdi. Cezaevlerine kapatıldı. Sürgünlere sürüldü…
Türklere, Müslümanlara bu acıları yaşatan Jivkov ve adamlarının bir kısmı cezalarını çekmeden öteki dünyayı boyladılar. Olay bir kınama deklerasyonu ile kapatılmaya çalışılıyor!
İlle, Jivkov’un yazar çizer destekçileri, kıyıda köşede rakılarını, kahvelerini içiyor, sefalarını sürüyorlar. Levçev denen şahıs da Smolyan köylerinde bey paşa gibi gününü gün ediyor… Görenler, vallahi Levçev’in keyfine diyecek yok, diyorlar.
Bu arada şiirleri de bal gibi Türkçe’ye çevriliyor. Türkiye’de takdim ediliyor, tercümanları sayesinde itibar sahibi oluyor.
Ne var ki, adeta Levçev’in şiirlerini yarışırcasına Türkçe’ye aktaran tercümanlar, onun,Aziz Nesin ile mektuplaşmasından hiç söz etmiyorlar.
Neden acaba?
Kaynak:
1. Plamen S.Tsvetkov, Balkanite ı Bılgariya
2. Ömer Lütem, Türk- Bulgar ilişkileri, 1983-1989.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
1 коментара:
Ne oldu,Koca Mustafa?Vaktinde sen değilmidin başka bir Koca'nın(Şükrü Tahir)baş danışmanı ve yardımcısı...
Публикуване на коментар